Tether CEO’su Paolo Ardoino, Washington’da gerçekleştirdiği açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti.
Ardoino, Washington’daki DC Fintech Week etkinliğinde video bağlantısı üzerinden yaptığı konuşmasında, şirketinin küresel hükümetlerle iş birliği içerisinde hareket ettiğini ve düzenlemeler konusunda olumlu bir beklenti taşıdıklarını dile getirdi. ABD’nin kripto ve stablecoin düzenlemeleri alanında lider olacağını öngördüğünü söyledi.
"ABD gibisi yok" ifadesini kullanan Ardoino, kripto ve stablecoin düzenlemelerinin, kullanıcıları koruyacak şekilde mantıksal bir çerçevede yürürlüğe girmesinin önemini vurguladı. Ayrıca, ABD’nin bu düzenlemeleri hayata geçirdiğinde, stablecoin inovasyonlarının, ABD ve Avrupa’daki fırsatlara erişemeyen diğer bölgelerdeki insanlar için bir "can simidi" sunmaya devam edeceğini aktardı.
Tether, USDT gibi stablecoin’lerin en büyük küresel ihraççısı olarak bilinirken, stablecoin’ler genellikle dolara veya diğer düşük volatiliteye sahip varlıklara sabitlenmiş kripto paralar olarak tanımlanıyor. Bu durum, dalgalı kripto piyasalarına karşı daha istikrarlı bir işlem aracı olarak öne çıkmalarını sağlıyor.
Ardoino, Tether’in geçmişte hükümetlerle olan ilişkilerinin direnişle anıldığını ancak son dönemde bu algıyı değiştirmeye yönelik çaba içerisinde olduklarını belirtti. Şirketin 45 ülkede pek çok resmi kurumla işbirliği içinde olduğunu ve FBI ile ABD Gizli Servisi gibi birçok güvenlik birimiyle ilişkiler geliştirdiğini ifade etti. 2022 yılında karşılaşılan ani geri çekilmelerde 10 milyar dolarlık rezerv çekilmesine rağmen ayakta kalmayı başardıklarını, bu durumun çoğu bankanın kaldıramayacağı bir baskı olduğunu ifade etti.
Ayrıca, Tether’in rezervlerinin %84’ünün ABD Hazine bonolarında tutulduğunu belirten Ardoino, şirketin %104 oranında aşırı teminatlandırmaya sahip olduğunu, bunun da Tether’in güçlü finansal yapısının bir göstergesi olduğunu savundu. Tether’in ABD Hazine tahvillerine yaptığı büyük alımların, orta ölçekli bir ülkenin portföyüne denk olduğu ancak tek bir varlık tarafından piyasanın kontrol edilmesinden çok daha düşük risk taşıdığı bilgilerini paylaştı.
